Dünyanın sayılı müzeleri arasında olan Güzelim Arkeoloji Müzemiz.Nasıl güzel bir atmosfer, her gittiğimde müzeye karşı banklarda kitap okuyasım gelir ama içini de gezmeden edemem. İstanbul'un öyle güzel bir zenginliği ki bu müze...Her yanı büyük bir incelikle, titizlikle yapılmış.
Peki kim düşünmüş?
Osman Hamdi Bey
Osman Hamdi Bey (nur içinde yatsın.) 1842 yılının kışında İstanbul'da dünyaya gelir.İlk Türk arkeoloğu kabul edilir.Bir çok kazılara katılmış, bir çok sergilenecek eser bulmuş. Bunlardan biri de "İskender Lahidi'dir. 1899 da Osmanlı devleti içinde bu eserleri sergilemek için muhteşem müzenin yapım çalışmaları başlamış.Ayrıca ressam da kendisi.En ünlü tablosu Kaplumbağa Terbiyecisidir. Eserleri de Pera Müzesinde sergilenmekte. daha gitmedim ama en kısa zamanda inşallah:) O yıllarda sanata, tarihi esere bu kadar düşkünlük ne kadar da güzel birşey. Tüm eserleri aynı çatı altında toplayıp gelecek nesillere aktarma isteği de göz ardı edilemez.
Ayrıca Osman Hamdi Bey ile ilgili süper bir site yapılmış.
Arkeoloji müzesine her gittiğimde Osman Hamdi Bey'den dualarımı eksik etmiyorum.
Siz de gidin, bahçesinde dolaşın, kedilerini sevin, gözlerinizi kapatın, eski anılara dokunun, hayal kurun...Bahçesinden ilk girdiğiniz anda sizi büyüleyecek... Kendinizi bambaşka bir diyarda hissedeceksiniz. Biz ilk gittiğimizde flört ediyorduk sevgili eşimle. Kış mevsimiydi. Bahçesinde koşturmuştuk sevinçten...Büyülenmiştik...Tam 6 saat çıkamamıştık...Bence siz bir müze kart edinip, sabahın bir vaktinde başlayın müzelerimizi gezmeye. Tam da mevsimi :) Miss gibi:)
Ağlayan Kadınlar Lahdi
Beni etkileyen lahdilerden biri...Neden hep kadınlar ağlıyor?! M.Ö. 360 yılında ölen Sayda Kralı Straton'a ait olduğu tahmin ediliyormuş. Lahdin üzerinde kralın ölümüne ağlayan kadınların ve cenaze kortejlerinin rölyefleri bulunmakta.Çok usta heykeltıraşların çalıştığı çok belli.Kadınların her biri farklı duruşlarda.Çok özel aslında... İçinde kadın bulunan her şey çok özel:)
İskender Lahdi
İskender Lahdi
Müzemizdeki en önemli eser.İskender lahdi olarak anılsa da ona ait değilmiş.Sidon kralına ait olduğu düşünülüyormuş. İlginç.
Mükemmel savaş figürleri barındıran lahid üzerinde savaşçı, at ve aslan figürleri görmek mümkün.
Büyük iskender denilince aklıma Küçük İskender gelir benim.Onu da paylaşmak isterim sizlerlerle.Yaşadığımız yüzyılın en önemli şairidir bence...
Büyük iskender denilince aklıma Küçük İskender gelir benim.Onu da paylaşmak isterim sizlerlerle.Yaşadığımız yüzyılın en önemli şairidir bence...
Yukarıdaki muhteşem fotoğrafları ve aşağıdaki İskender lahdini Celalettin Güneş çekti.Mutlaka fotoğraf albümünü inceleyin.Keşke Facebooktan beğenebilsem diyenler için buradan. İç açıcı fotoğraflar, hepsi güzel açılar ile çekilmiş. Ben çok beğendim.
Çocukluğum Sultan Ahmet-Cankurtaran'da geçti. Çalışan anne babanın çocuğu olduğum için bana babaannem baktı. Allah rahmet eylesin benim için çok değerlidir.Özel bir kadındır. Biz Fatih'te oturuyorduk o zamanlar. İş çıkışında babam gelip alır, işe giderken de bırakırdı camından rengarenk çiçeklerin eksik olmadığı o eve...İstanbul'da adım atmadık yer bırakmamışızdır belki eşimle ama bizim için çok özeldir Sultan Ahmet. "Benimle evlenir misin?" sorusuna "evet" dediğim yerdir...Her özel günü orada kutlamaya çalıştığımız yerdir...
Çocukluğumun büyük bir kısmı Topkapı Sarayı'nda, Ayasofya'da ,güzelim Sultan Ahmet cami avlusunda geçti.Belki de ondan tarihi yapıları, eski evleri çok sevmem ,onlar ile ilgili hayaller kurmam ve de yaşanmışlıklarını merak etmem bu yüzdendir.
Örneğin Bakırköy'de Vergi dairesi sokağındaki eski ev. Kimin? Neden Öyle bakımsız kalmış? Ev halkı neden perdelerini dahi almadan çekip gitmiş? Hüzünlü geliyor bana bu tip evler. Çektiğim resimleri gösterince mimar arkadaşım, "yazık korkulukları el işi ne kadar da yıpranmış"demişti.
Neyse konuyu toparlayalım :) Yazıyı yazmamın amacı dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Arkeoloji Müzesi... Hem de dünyanın en güzel şehrinde...İstanbul'da:)1992 yılında Avrupa’da 45 müzenin katıldığı yarışmada birinci olarak Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” seçilmiş. Daha ne duruyorsunuz?
Neyse konuyu toparlayalım :) Yazıyı yazmamın amacı dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Arkeoloji Müzesi... Hem de dünyanın en güzel şehrinde...İstanbul'da:)1992 yılında Avrupa’da 45 müzenin katıldığı yarışmada birinci olarak Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” seçilmiş. Daha ne duruyorsunuz?
Haydi bu hafta sonu güzel bir kahvaltı sonrası Önce Topkapı Sarayı'na,oradan da Arkeoloji Müzesine gidin...Şehre şöyle bir yukarıdan bakın:))
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder